Enerji Hammaddeleri

Enerji kaynakları büyük bir çeşitlilik göstermekle birlikte, bu kaynaklar içinde madencilik kökenli olanlar her zaman tartışmasız bir ağırlığa sahip olmuştur. Maden kökenli kaynaklar içinde ise fosil kökenli enerji hammaddelerinin ağırlığı bulunmaktadır.

Enerji Hammaddeleri
petrol kuyusu

1. Enerji Hammaddeleri

 

Enerji kaynakları büyük bir çeşitlilik göstermekle birlikte, bu kaynaklar içinde madencilik kökenli olanlar her zaman tartışmasız bir ağırlığa sahip olmuştur. Maden kökenli kaynaklar içinde ise fosil kökenli enerji hammaddelerinin ağırlığı bulunmaktadır. 2016 yılı itibariyle dünya toplam elektrik üretimi içinde kömür %41’lik ağırlığa sahiptir. Durum, Türkiye açısından da çok farklı değildir. 2017 yılında kömür, Türkiye toplam elektrik enerjisi üretimi içinde %31,4’lük ağırlığa sahip olmuştur (Şekil 1).

 

Şekil 1: Dünya’da ve Türkiye’de Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre Dağılımı

Bu nedenle madencilik sektörü ile ilgili bu incelemede enerji hammaddeleri özel bir bölüm ayrılmıştır. Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarından jeotermal enerji konusunda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Termal turizm amaçlı projelerin yanı sıra jeotermal enerjiden elektrik üretimine yönelik birçok proje de uygulamaya konulmuş ve Türkiye'de jeotermal kaynaklardan elektrik üretimi 2017 yılında toplam elektrik üretiminin %1,8’ine ulaşmıştır. Yapılan araştırmalar, jeotermal enerjinin oldukça önemli bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Bu durum nedeniyle madencilik kökenli enerji kaynakları içinde jeotermal enerji için ayrı bir başlık açılmıştır. Uranyum ve toryumdan oluşan nükleer enerji hammaddeleri de madencilik kökenli enerji kaynakları içinde yer almakla birlikte, bu alanda Türkiye'de henüz çok önemli bir gelişme sağlanabilmiş değildir. Bu durum nedeniyle nükleer enerji maddelerine kısaca değinilmekle yetinilecektir.

 

1.1. Ham Petrol ve Doğal Gaz

 

1.1.1. Tanım ve Kapsam

 

Ham petrol ve doğal gaz sektörü sıvı ve gaz formundaki hidrokarbonları içermekte, asfaltit olarak da isimlendirilen katı formdaki hidrokarbonları dışarıda bırakmaktadır. Rapor kapsamında kömür, taşkömürü ve linyit olarak iki alt grupta incelenmiş, asfaltit ve kahverengi kömür ise linyit başlığı altında değerlendirilmiştir.

 

1.1.2. Türkiye'de Ham Petrol ve Doğal Gaz Sektörünün Görünümü

 

Başlangıcından bu yana Türkiye sınırları içinde üretilen toplam ham petrol miktarı 150,2 milyon ton, üretilen doğal gaz miktarı ise 15,3 milyar m3 düzeyindedir. Son 10 yıllık dönemde Türkiye’deki ham petrol üretiminin yaklaşık %70’i TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. 2016 yılında ise TPAO’nun yerli ham petrol üretimindeki payı %70, doğal gaz üretimindeki payı ise %65 olmuştur. Üretimin kalan bölümü ise yerli ve yabancı özel petrol şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. 2016 yılında Türkiye ham petrol ve petrol ürünleri tüketimi 42,32 milyon ton, doğal gaz tüketimi ise 46,5 milyar m3 (9.155 kcal/m3 üst ısıl değerde) olarak gerçekleşmiştir. Bugünkü üretim seviyesi ile yurtiçi toplam ham petrol rezervinin 18 yıllık, yurtiçi doğal gaz rezervinin ise 9 yıllık ömrü bulunmaktadır. Ham petrol üretim miktarının, 2023 yılında 2,67 milyon tona yükseleceği, doğalgaz üretim miktarının ise 180 milyon m3 civarında olacağı tahmin edilmektedir. 2016 yıl sonu itibariyle Türkiye ham petrol ve doğal gaz rezervleri ve yıllar itibariyle ham petrol ve doğal gaz üretimi değerleri Tablo 1’de gösterilmiştir.

 

2016’da petrolün Türkiye birincil enerji tüketimindeki payı %31 iken doğalgazın payı %28,1 olarak gerçekleşmiştir (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2017b). 2016 yılı sonu itibariyle petrolde ithalata bağımlılık oranı %94,1 civarında iken doğalgazda ithalata bağımlılık %99 seviyesindedir. 2016 yılında yaklaşık 46,2 milyar m3 doğal gaz ithal edilirken 2015 yılı sonuna göre %4,6’lık bir azalma gerçekleşmiştir. 2016 sonu itibarıyla gerçekleşmiş ithalat rakamları üzerinden hareket edildiğinde doğal gaz ithalatının %53,5’inin Rusya’dan, %16,7’sinin İran’dan, %14’ünün de Azerbaycan’dan yapıldığı görülmektedir.

 

Sahalarda uygulanan üretimi arttırma teknikleri, kuyuların verimi açısından büyük önem taşımaktadır. Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının yurtiçi kaynaklardan karşılanması yönündeki faaliyetler kapsamında, yeterince aranmamış basenlerde ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz'deki deniz alanlarında son yıllarda yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Diğer taraftan, tüm dünyada doğal gaz piyasası dinamiklerini yeniden şekillendiren ankonvansiyonel gazın Türkiye'de aranmasına ve üretimine yönelik çalışmalara Güneydoğu Anadolu ve Trakya bölgelerinde devam edilmektedir. Bu kapsamda 2015 yılında petrol fiyatlarının düşük seyretmesine rağmen, ilgili faaliyetlere devam edilmiştir. Petrol arama ve üretimi için yapılan yurtiçi toplam yatırım miktarları 2002 yılında toplamda 90 milyon Dolar iken 2016 yılında gerçekleşen toplam yatırım miktarı ise 135 milyon dolar olmuştur. Özellikle petrol arama ve üretimi noktasında 2010 yılı itibarıyla ciddi artışlar gözlenmiştir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)’nin 2002 yılında petrol arama ve üretimi için yaptığı yurtiçi yatırım miktarı 42 milyon Dolar iken 2016 yılında gerçekleşen yatırım miktarı ise 90 milyon dolar olmuştur.

Tablo 1: 2016 Yıl Sonu İtibariyle Türkiye Ham Petrol ve Doğalgaz Rezervleri

 

2016 YIL SONU İTİBARİYLE TÜRKİYE HAM PETROL REZERVLERİ

 

Rezervuardaki Petrol (*)

Üretilebilir Petrol

Kümülatif Üretim

Kalan Üretilebilir Petrol

 

 

Varil

M.Ton

Varil

M.Ton

Varil

M.Ton

Varil

M.Ton

Toplam

7 257 880 626

1 058 086 528

1 399 244 510

199 533 105

1 057 599 025

150 214 732

341 645 485

49 318 373

  • İspatlanmış, muhtemel ve mümkün rezervler toplamıdır.

 

2016 YIL SONU İTİBARİYLE TÜRKİYE DOĞAL GAZ REZERVLERİ

 

 

Rezervuardaki Gaz (*)

Üretilebilir Gaz

Kümülatif Üretim

Kalan Üretilebilir Gaz

 

M3

M3

M3

M3

Toplam

26 206 504 365

20 480 286 172

15 331 620 912

5 148 665 260

  • İspatlanmış, muhtemel ve mümkün rezervler toplamıdır.

 

YILLAR İTİBARİYLE HAM PETROL VE DOĞALGAZ ÜRETİMİ

 

Yıllar

HAM PETROL ÜRETİMİ (M.Ton)

DOĞALGAZ ÜRETİMİ (M3)

1999

2 939 896

731 098 727

2000

2 749 105

639 222 969

2001

2 551 467

311 562 545

2002

2 441 534

378 402 738

2003

2 375 044

560 633 511

2004

2 275 530

707 008 763

2005

2 281 131

896 424 950

2006

2 175 668

906 587 974

2007

2 134 175

893 055 000

2008

2 160 067

1014 530 570

2009

2 401 799

729 414 369

2010

2 496 113

725 993 340

2011

2 367 251

793 397 572

2012

2 337 551

664 353 885

2013

2 398 454

561 544 788

2014

2 455 893

502 108 992

2015

2 515 662

398 723 410

2016

2 571 928

381 596 942

Kaynak: PİGM

 

1.2. Linyit ve Taşkömürü

 

1.2.1. Tanım ve Kapsam

 

Birincil enerji kaynakları grubunda, fosil katı yakıtlar içerisinde yer alan kömürler, havanın oksijeni ile doğrudan yanabilen ve %50-95 arasında serbest veya bileşik karbon içeren organik kayaçlardır. Kömürlere ilişkin birçok sınıflama yapılmakla birlikte günümüzde, fiziksel özelliklerine göre yapılan turba, linyit, taşkömürü, antrasit sınıflaması yaygın olarak kullanılmaktadır. Kömürleşme;

sıcaklık ve basınç altında zaman faktörüne bağlı olarak organik malzemenin sırasıyla turba, linyit, taşkömürü ve antrasit evrelerini ifade eder.

 

Ülkemizdeki önemli kömür oluşumları iki farklı jeolojik zaman içerisinde gerçekleşmiştir. Karbonifer döneminde ülkemizin kuzeybatısında kömürleşmeye uygun paleocoğrafik koşullar meydana gelmiş ve taşkömürü oluşmuştur. Bu nedenle Karbonifer yaşlı kömürler Zonguldak havzası olarak bilinen ve Ereğli’den Küre’ye kadar uzanan 200 km lik bir kuşakta ve yaklaşık 7.000 km2 lik bir alanda yer almaktadır. Bu dönem dışında Jura yaşlı, rezervi ihmal edilebilir birkaç kömür sahası dışında ülkemizdeki en yaygın kömür oluşumlarının Tersiyer yaşlı oldukları görülmektedir. Tersiyer çökelleri içindeki kömürler genellikle linyit olarak tanımlanmıştır. Tersiyer dönemi boyunca Eosen, Oligosen, Miyosen ve Pliyosen zamanlarında gerçekleşen kömür oluşumları; birbirinden farklı jeodinamik süreçlerle şekillenmiş ve değişik havzalarda bugünkü konumunu almıştır.

 

1.2.2. Milli Enerji ve Maden Politikası Çerçevesinde Linyit ve Taşkömürü

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yerli üretimi öne çıkaracak şekilde “Milli Enerji ve Maden Politikası” hazırlanmıştır. Enerji ve maden kaynakları için oluşturulan bu politikalar; enerji arz güvenliği, enerji ve doğal kaynaklarda öngörülebilir piyasalar ve yerlileştirme temaları gözetilerek belirlenmiştir. Bu politikaların hayata geçirilmesi için ilgili stratejiler belirlenmiş ve bu doğrultuda hedefler ortaya konmuştur.

 

Bu hedeflerin başında, potansiyeli yüksek olan büyük kömür havzalarının elektrik üretim yatırımlarına açılması ve bu kapsamda her saha için uygun olan yatırım ve finansman modelinin geliştirilmesi gelmektedir.

 

Ülkemizin kömür potansiyelini daha doğru bir şekilde belirleyebilmek için başta Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TKİ) ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü (EÜAŞ) olmak üzere, ilgili kuruluşların imkânları seferber edilerek kömür arama ve rezerv geliştirme hamlesi başlatılmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde, ülkemizin bilinen linyit rezervleri 8,3 milyar tondan 17,3 milyar tona çıkmıştır.

 

Yerli kömürden elektrik üretmek için oluşturulan bir model ile hem ucuz elektrik tüketme imkânı sağlanacak, hem de kömür madenciliği geliştirilecektir. Yapılan yasal düzenlemeler ile yatırımcı adına ÇED, Kamulaştırma vb. bütün izinler alınarak, kömür sahası karşılığında en ucuz elektriği üreten firmanın ihaleyi kazanarak elektrik üretim santrali kuracağı bir sistemin hayata geçirilmesi yönünde yerli kömür sahalarında yatırım yapılması şeklinde bir model uygulanmaktadır. Yerelde tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla termik santralden ısı kazanımı şeklinde sosyal projeler model içerisinde yer almaktadır. Bu modelle, ilk olarak 700-800 MWe gücündeki termik santralin kurulması amacıyla, 190 milyon ton linyit kaynağına sahip Çayırhan B Sektörü ihale edilmiştir. Yine aynı şekilde ihale süreci devam eden Eskişehir Alpu kömür havzasında bulunan B Sektörü olarak isimlendirilen rezerv alanında ise yapılan etütler sonrasında 900-1.100 MW arası kurulu güce sahip olması planlanan bir termik santralin yatırımı öngörülmektedir. Kömür üretim miktarının artırılması projelerine ek olarak, temiz kömür teknolojileri konusunda da çalışmalar sürdürülmektedir.

Kömürün daha çevre dostu olarak tüketilmesi ve değişik kullanım alanlarının oluşturulması için Ar-Ge projeleri yürütülmektedir. Yürütülen projeler sayesinde düşük kalorili kömür rezervlerimiz de ekonomiye kazandırılmış olacaktır. Bu kapsamda, düşük kalorili linyitleri yakabilecek bir sistem tasarımı geliştirmek üzere Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile çalışmalar yürütülmektedir. EÜAŞ bünyesinde 2017 yılı Ağustos ayı sonu itibariyle 9,8 milyar ton linyit rezervi bulunmaktadır. EÜAŞ’a ait Çayırhan, Afyonkarahisar-Dinar, Tekirdağ-Çerkezköy, Tekirdağ-Malkara, Konya-Karapınar ve Afşin-Elbistan Kömür Havzalarının yatırıma açılabilmesi amacıyla yatırım stratejileri ve yol haritaları üzerinde çalışılmaktadır.

 

Bakanlar Kurulu Kararı ile TETAŞ'ın yerli kömür yakıtlı elektrik üretim şirketlerinden düzenli olarak belirli bir fiyat ve miktar üzerinden alım yapabilmesi sağlanmıştır. İlgili karar ile sektörün teşvik edilmesine yönelik önemli bir imkân sağlanmıştır.

 

Afşin-Elbistan Havzası ( E ) sahasındaki gerekli etüt ve araştırmalar tamamlanmış olup yatırıma hazır hale getirilmiştir. Afşin–Elbistan (C+D) sahasının da benzer bir model ile ihale edilmesi planlanmaktadır.

 

Ayrıca Konya-Karapınar Kömür havzasında uluslararası standartlarda kaynak raporu hazırlanması tamamlanmış olup, jeoteknik ve hidrojeolojik etütler devam etmektedir. Sahanın 2018 yılında yatırıma açılması planlanmaktadır. 2020 yılına kadar 5.000 mwlık ilave yerli kömüre dayalı termik santralin kurulması hedeflenmektedir.

 

Toplamda 1,53 milyar ton taşkömürü rezervi bulunan Zonguldak Havzasında, 11 milyar kWh/yıl elektrik üretim potansiyeline sahip olan rezervin %21’lik kısmı değerlendirilmiş durumdadır. Bu potansiyelin değerlendirilmesinde, yüksek verimin sağlanmasına ve çevrim teknolojilerinin kullanılmasına önem verilmektedir.

 

Çevreye uyum konusunda 2019 yılına kadar termik santrallerin baca gazı emisyonlarının AB standartlarını karşılayacak şekilde modernize edilmesi yönünde gerekli yasal düzenlemeler yapılmış, firmaların bu konuda aksiyon alması sağlanmıştır.

 

1.2.3. Türkiye'de Kömür Sektörünün Görünümü

 

2016 yılı Türkiye toplam birincil enerji arzı 136,2 milyon tep olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın kaynaklara göre dağılımında ilk sırayı 42,2 milyon tep ile ham petrol ve petrol ürünleri, 38,5 milyon tep ile kömür, 38,3 milyon tep ile doğal gaz ve 16,9 milyon tep ile yenilenebilir enerji kaynakları takip etmektedir. Türkiye’de elektrik üretiminin kaynaklara göre dağılımı incelendiğinde kömürün katkısı %31’den fazladır (Şekil 2). Türkiye kurulu gücünün kaynaklara göre dağılımı (Şekil 3) incelendiğinde ise, kömürün %21’den fazla bir orana sahip olduğu görülmektedir. 2016 yılında enerji ticaret dengesi (ithalat-ihracat) 105,9 milyon tep olarak gerçekleşmiştir. Yerli üretim ise 35,4 milyon tep seviyesindedir. Yerli üretimin toplam tüketime oranı %26 olup bu da ülkemizin büyük ölçüde enerjide dışa bağımlı olduğunu göstermektedir. Türkiye’de bulunan kömür yakıtlı 100 MWe ve üzeri kurulu güce sahip termik santraller haritası Şekil 4’de verilmiştir.

 

Şekil 2: Türkiye’de Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre Dağılımı (EÜAŞ, 2017)

 Şekil 3: Türkiye Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Dağılımı

Şekil 4: Türkiye Kömür Yakıtlı Termik Santraller Haritası

 

Taşkömürü rezervlerimizin tamamı Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) ruhsatında bulunmaktadır (Tablo 2). Ülkemizde en önemli taşkömürü rezervleri Zonguldak Havzasında bulunmaktadır. Havzada bugüne kadar yapılan rezerv arama çalışmalarında, -1200 m derinliğe kadar tespit edilmiş toplam Jeolojik kaynak 1,5 Milyar ton olup, bunun yaklaşık %50’si görünür rezerv olarak kabul edilmektedir. Dünya genelinde rezerv tanımlamaları yapılırken, mevcut madencilik teknolojisi ile ekonomik olarak işletilebilir rezervler dikkate alınmaktadır. Havza bazında taşkömürü kaynağı - 1200 m derinliğe kadar yapılmış sondajlardan elde edilmiş verilerden hesaplanmıştır (TTK, 2017).

 

Tablo 2: Türkiye’deki Taşkömürü Rezervleri (ton)

Havzada koklaşabilir kaynaklar, Kozlu, Üzülmez ve Karadon bölgelerinde yer almaktadır. Koklaşabilir taşkömürü kaynaklarının toplam kaynaklar içerisindeki payı yaklaşık %57’dir. Armutçuk bölgesinde yer alan kaynaklar; yarı-koklaşma özelliği, yüksek ısıl değer ve düşük bünye külü içeriği ile hem koklaşabilir kömürlerle harmanlanarak hem de pulverize enjeksiyon (PCI) kömürü olarak demir-çelik fabrikalarında kullanıma uygun niteliktedir. Amasra bölgesi kömürlerinin koklaşma özelliği bulunmamakla birlikte, belirli oranlarda metalürjik kömürler ile harmanlandığında koklaşma özelliğini bozmamaktadır. Havza kömürlerinin alt ısıl değeri 6.200 - 7.250 kcal/kg arasında değişmektedir (TTK 2017).

 

2005 yılına kadar 8,3 milyar ton olarak hesaplanan linyit kaynaklarımızın çoğunluğu 1976–1990 yılları arasında bulunmuştur. 2005 yılında, TKİ koordinatörlüğünde, MTA’nın sorumluluğunda ve ETİ Maden, TPAO, EÜAŞ, TTK ve DSİ’nin de katılımıyla başlatılan “Linyit Rezervlerimizin Geliştirilmesi ve Yeni Sahalarda Linyit Aranması Projesi” kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde; 2005-2012 yıllarını kapsayan dönem içinde önemli linyit kaynakları artışları sağlanmıştır.

 

Daha sonra kapsamı genişletilen ve MTA Genel Müdürlüğü koordinatörlüğüne verilerek başlığı “Türkiye Maden ve Jeotermal Kaynak Rezervlerinin Geliştirilmesi ve Yeni Sahaların Bulunması Projesi” olarak değiştirilen çalışma kapsamında; Trakya, Manisa-Soma-Eynez, Eskişehir-Alpu, Afşin-Elbistan ve Konya-Karapınar ve Tekirdağ-Malkara’da ilave linyit rezervleri tespit edilmiştir.

 

Bununla beraber, ülkemiz linyit kaynaklarının ısıl değerleri oldukça düşüktür. Genel olarak 1.000 kcal/kg ile 4.200 kcal/kg arasında değişiklik göstermekle birlikte yaklaşık %90’ının alt ısıl değeri 3.000 kcal/kg’ın altındadır.

 

Linyit kaynaklarımızın %78’i Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) olmak üzere üç kamu kuruluşunda, geriye kalan %22’si özel sektör ruhsat sınırları içinde bulunmaktadır. Ülkemiz linyit rezervlerinin %53,1 ile en büyük kısmı EÜAŞ’nin ruhsatındadır. Bu kurumu %22,7 ile TKİ izlemektedir (Tablo 3).

Ülkemiz kömür üretimlerinin yıllara göre değişimini gösteren Tablo 4 incelendiğinde üretimlerin düşüş eğiliminde olduğu ancak, 2016 yılından itibaren tekrar yükselişe geçtiği görülmektedir.

 

 

Tablo 4: 2009-2016 Yılları Arası Enerji Hammaddeleri Üretimi Değerleri

 

2000-2016 dönemi dikkate alındığında ülkemizdeki taş kömürü tüketimi yaklaşık 21,5 milyon ton artarak 2016 yılında 37 milyon 23 bin ton seviyesine yükselmiştir (Tablo 5). Linyit tüketimi ise 2009 yılında en yüksek seviyeye ulaşmış daha sonra azalarak 2015 yılında 56 milyon 661 bin ton seviyesine gerilemiştir. 2016 yılında ise linyit yakıtlı santral kurulu gücünün ve santral kapasite kullanım oranlarının artması ile linyit kaynaklı elektrik enerjisi üretiminde %23 artış sağlanmış ve buna paralel olarak linyit tüketimi yaklaşık 11 milyon ton artarak 67 milyon 949 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2016 yılında linyit tüketimi 69 milyon 506 bin ton iken toplam kömür tüketimi 106 milyon 529 bin ton olarak gerçekleşmiştir.

 

2000-2016 dönemi incelendiğinde ülkemizin önemli ölçüde taş kömürü ithalatı yaptığı görülmektedir. Özellikle yeni taş kömürlü enerji santrallerinin inşa edilmesiyle ilişkili olarak taşkömürü tüketimi artmış ve 2016 yılında artan talebi karşılamak için ithal edilen taş kömürü miktarı 36 milyon 216 bin ton seviyesine yükselmiştir (Tablo 6). Düşük kalorili olması ve ticaretinin ekonomik olmaması nedeniyle linyit ithalat-ihracatı yapılmamaktadır.

 

Tablo 5: Ülkemiz 2000-2016 Dönemi Kömür Tüketimi (Bin Ton)

 

 

 

 

 

 

Yıl

Taş Kömürü (Bin Ton)

Linyit

Asfaltit

Genel Toplam

 

 

 

 

 

2000

15.525

64.383

22

79.930

 

 

 

 

 

2001

11.176

61.010

31

72.217

 

 

 

 

 

2002

13.830

52.040

5

65.875

 

 

 

 

 

2003

17.535

46.052

336

63.923

 

 

 

 

 

2004

18.904

44.823

722

64.449

 

 

 

 

 

2005

19.421

56.571

738

76.730

 

 

 

 

 

2006

22.798

60.184

602

83.584

 

 

 

 

 

2007

25.388

72.317

632

98.337

 

 

 

 

 

2008

22.720

75.264

630

98.614

 

 

 

 

 

2009

23.698

75.641

1.010

100.349

 

 

 

 

 

2010

24.549

69.239

1.046

94.834

 

 

 

 

 

2011

26.749

72.918

865

100.532

 

 

 

 

 

2012

30.924

67.269

868

99.061

 

 

 

 

 

2013

28.491

55.201

767

84.459

 

 

 

 

 

2014

31.451

64.656

771

96.878

 

 

 

 

 

2015

34.817

56.661

1.034

92.512

 

 

 

 

 

2016

37.023

67.949

1.557

106.529

 

 

 

 

 

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2017

Tablo 6: Ülkemiz 2013-2017 Dönemi Kömür İthalatı

 

Yıllar

Taş Kömürü (Bin Ton)

 

 

2013

26.633

 

 

2014

29.816

 

 

2015

33.979

 

 

2016

36.216

 

 

2017

38.251

 

 

Kaynak: ETKB, 2017a

 

Ülkemizde 2015 yılında tüketilen taş kömürünün yaklaşık %96’sı ithal kömürken bu oran 2017 yılında %98’e yükselmiştir. Linyitin ise tamamı yerli kömürdür. Bu doğrultuda 2015 ve 2016 yılına ilişkin kömürün sektörel kullanımı Tablo 7’de gösterilmektedir. 2015 yılında taş kömürünün yaklaşık %46’sı elektrik enerjisi üretiminde kullanılırken bu oran 2016 yılında bir miktar artışla %48,5 olarak gerçekleşmiştir. Linyitte ise 2015 yılında tüketimin %86’sı elektrik enerjisi üretiminde kullanılırken, 2016 yılında bu oran %86,8’e yükselmiştir. Taşkömüründe öne çıkan tüketim alanları incelendiğinde 2016 yılında %15,3’ünün kok üretmek amacıyla kok fırınlarında, %13,8’inin ticaret ve hizmet sektöründe, %10,2’sinin çimento sektöründe, %4’ünün konutlarda ve %3,3’ünün demir-çelik sektöründe kullanıldığı görülmektedir. Linyit ise 2016 yılında elektrik enerjisi üretimi dışında konutlarda %3,7, tekstil sektöründe %2 ve çimento sektöründe %0,8 oranında kullanılmıştır.

 

Ülkemizin 2016 sonu itibariyle kömüre dayalı santral kurulu gücü 17.316 MW düzeyine yükselmiş olup toplam kurulu gücün %22’sine karşılık gelmektedir (TEİAŞ 2017). Toplam kurulu güç içerisinde yerli kömüre (9.102 MW Linyit, 335 MW taşkömürü ve 405 MW asfaltit) dayalı kurulu güç 9.842 MW (%12,5) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 7.474 MW (%9,5)’dir. Yerli kömürün toplam brüt elektrik üretimi içindeki payı 2016 yılında %16,3 olmuştur. İthal kömüre dayalı santrallerin elektrik üretimindeki payı ise 47,7 TWh ile %17,4’dür. Yerli kömürün ülkemiz elektrik kurulu gücü içindeki payı 1986 yılında %37,3 düzeyinde iken 2016 yılı sonu itibariyle %12,5 seviyesine düşmüştür.

 

Tablo 7: 2015-2016 Yılı Kömür Tüketiminin Sektörlere Göre Dağılımı

 

 

2015 Yılı

2016 Yılı

 

 

 

 

 

 

Taş Kömürü

Linyit

Taş

Linyit

 

(Bin Ton)

(Bin Ton)

Kömürü

(Bin Ton)

 

 

 

(Bin Ton)

 

ÇEVRİM VE ENERJİ SEKTÖRÜ

22.461

49.987

24.288

60.584

 

 

 

 

 

Elektrik Üretimi

16.071

48.755

17.966

58.974

 

 

 

 

 

Kok Fırınları

6.040

-

5.675

-

 

 

 

 

 

SANAYİ TÜKETİMİ

5.454

3.723

5.954

3.727

 

 

 

 

 

Madencilik Faaliyetleri

19

94

1

72

 

 

 

 

 

Gıda, İçecek, Tütün Ürünleri İmalatı

228

787

222

811

 

 

 

 

 

Tekstil, Deri Ürünleri İmalatı

355

1.086

157

1.398

 

 

 

 

 

Ağaç ve Ürünleri İmalatı

17

26

10

28

 

 

 

 

 

Kağıt ve Ürünlerinin İmalatı

43

202

46

181

 

 

 

 

 

Kimya, Petro Kimya Ürünlerinin İmalatı

394

325

402

309

 

 

 

 

 

Metalik Olmayan Mineral Ürünleri İmalatı

3.307

1.106

3.877

834

 

 

 

 

 

Çimento Ürünleri İmalatı

3.142

956

3.768

551

 

 

 

 

 

Ana Metal Sanayi

1.086

68

1.228

69

 

 

 

 

 

Demir-Çelik Ürünleri İmalatı

1.077

-

1.218

-

 

 

 

 

 

Makine, Elektrik, Elektronik Ürünleri İmalatı

3

17

-

15

 

 

 

 

 

Ulaşım Araçları İmalatı

 

8

-

5

 

 

 

 

 

Mobilya ve Diğer İmalatları

 

 

-

-

 

 

 

 

 

İnşaat

1

3

-

3

 

 

 

 

 

Diğer Sanayi

-

1

11

1

 

 

 

 

 

DİĞER SEKTÖRLER

6.739

2.894

6.596

3.323

 

 

 

 

 

Konut

1.516

2.084

1.475

2.531

 

 

 

 

 

Ticaret ve Hizmetler

5.223

810

5.121

792

 

 

 

 

 

TOPLAM

34.817

56.661

37.023

67.949

 

 

 

 

 

Kaynak: ETKB, 2017a

 

Ülkemizde yerli kömür yakıtlı santraller incelendiğinde 100 MW üzeri büyük ölçekli santraller dikkate alındığında 15 adet linyit, birer adet taş kömürü ve asfaltit yakıtlı santralin yer aldığı görülmektedir. Bu santrallerden kapasite bakımından öne çıkan 1.440 MW ile Elbistan B, 1.355 MW ile Elbistan A ve 990 MW kapasite ile Soma-B santralleridir. Tablo 27’de yer alan yerli kömür yakıtlı santrallerden Elbistan A-B ve Çan santralleri EÜAŞ bünyesinde iken Çayırhan Santrali işletme hakkı devri yöntemiyle olmak üzere diğer santraller özel şirketlerin sahipliğinde faaliyet göstermektedir. Aşağıdaki tabloda yerli kömür yakıtlı santrallere ilişkin bilgiler verilmektedir (Tablo 8).

 

Tablo 8: Türkiye’de İşletmede Olan Yerli Kömüre Dayalı Termik Santraller

 

 

Santral Adı

 

 

Kuruluş

 

 

Kaynak

 

 

Ünite Sayısı

 

 

Ünitelerin

 

 

Santral

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devreye Giriş

 

 

Kurulu Gücü

 

 

 

 

 

 

Türü*

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yılları

 

 

(MW)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Elbistan-B Termik Santrali

 

 

EÜAŞ

 

 

Linyit

 

 

4x360

 

 

2005

 

 

1.440

 

 

(TES)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Elbistan-A TES

 

 

EÜAŞ

 

 

Linyit

 

 

3x340+1x335

 

 

1984-85-86-88

 

 

1.355

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çan TES

 

 

EÜAŞ

 

 

Linyit

 

 

2x160

 

 

2005

 

 

320

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Soma-B TES (1-4)

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

4x165

 

 

1981-82-85

 

 

660

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Soma-B TES (5-6)

 

 

 

 

 

 

 

 

2x165

 

 

1991-92

 

 

330

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kemerköy TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

3x210

 

 

1994-95

 

 

630

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yatağan TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

3x210

 

 

1982-83-84

 

 

630

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çayırhan TES (3-4)

 

 

İşletme

 

 

Linyit

 

 

2x160

 

 

1998-99

 

 

320

 

 

 

 

 

Hakkı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çayırhan TES (1-2)

 

 

 

 

 

 

 

2x150

 

 

1987

 

 

300

 

 

 

 

Devri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seyitömer TES(1-3)

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

3x150

 

 

1973-77

 

 

450

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seyitömer TES (4)

 

 

 

 

 

 

 

 

1x150

 

 

1989

 

 

150

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kangal TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

2x150+1x157

 

 

1989-90-2000

 

 

457

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tufanbeyli TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

3x150

 

 

2015-2016

 

 

450

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeniköy TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

2x210

 

 

1986-87

 

 

420

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tunçbilek TES (B)

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

2x150

 

 

1977-1978

 

 

300

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tunçbilek TES (A)

 

 

Özel

 

 

 

 

 

1x65

 

 

1956

 

 

65

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aksa Göynük TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

2x135

 

 

2015-2016

 

 

270

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Orhaneli TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

1x210

 

 

1992

 

 

210

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yunus Emre TES

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

1x145

 

 

2016

 

 

145

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni Çatalağzı TES

 

 

Özel

 

 

Taş Kömürü

 

 

2x150

 

 

1989-91

 

 

300

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Silopi TES

 

 

Özel

 

 

Asfaltit

 

 

3x135

 

 

2009-2015

 

 

405

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diğer Küçük Santraller

 

 

Özel

 

 

Linyit

 

 

 

 

 

 

 

 

265,6

 

 

(13 adet)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TOPLAM

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

9.872,6

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Türkiye Elektrik İletim A.Ş. , 2017 b

 

* Çok yakıtlı santraller dahil edilmemiştir.

 

Çeşitli aşamalarda süreci devam eden 7.625 MW gücünde linyit ve taş kömürü santral proje stoku bulunmaktadır. Söz konusu projeler devreye girdiğinde %10 devre dışı oranı ve 6500 saat çalışma saati ile yıllık toplam 44,6 milyar kWh elektrik üretecektir. Bu üretim ise %altmış verimli doğalgaz santrallarında yılda yaklaşık 7 milyar metreküp doğalgaz tüketiminin yapılmaması ve buna isabet eden döviz tutarından (yıllık yaklaşık 1,404 milyar ABD Doları, santral ömrü olan otuz yılda 42 milyar ABD Doları) tasarruf anlamına gelecektir. Sistemdeki tüm doğalgaz santrallerinin %60 verimli olmadığı dikkate alındığında tasarruf tutarı daha da yükselecektir.

 

Yerli kömüre dayalı santral kapasitesinin yaklaşık yarısı 1980-1990 yılları arasında tesis edilmiş olup, küçük ölçekli bazı otoprodüktör santraller dışında bu santrallerin hemen tamamı 2013 yılına kadar kamunun mülkiyetindedir. Bununla beraber, 2013 yılından itibaren gerçekleştirilen özelleştirmeler sonucunda; Seyitömer, Kangal, Yatağan, Yeniköy, Kemerköy, Soma, Tunçbilek, Orhaneli ve Çatalağzı Santralleri “varlık satışı” yoluyla özel sektöre devredilmiştir. Çayırhan A Santrali, İşletme Hakkı Devri kapsamında özel sektör tarafından işletilmektedir.

 

2015 yılına kadar, yerli kömüre dayalı olarak işletmeye giren son termik santraller; 2005 ve 2006 yıllarında devreye alınan 320 MW kapasiteli Çanakkale Çan ve 1440 MW kapasiteli Afşin Elbistan B santralleri ile 2009 yılında devreye giren 135 MW gücündeki Silopi Santrali’dir.

 

Bununla beraber, 2015 yılında iki önemli yerli kömür santrali devreye alınabilmiştir. Bunlardan ilki, Adana-Tufanbeyli linyit sahası üzerinde tesisi edilen 450 MW gücündeki Tufanbeyli Termik Santrali’dir. Diğeri ise TKİ’nin ruhsatındaki kömürleri yakacak olan 270 MW büyüklüğündeki Bolu Göynük Termik Santrali’dir.

 

Elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla, “Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi”nde “Elektrik enerjisi üretiminde yerli kaynakların payının artırılması öncelikli hedeftir.” denilmekte ve yerli kömüre ilişkin 2023 hedefi konulmaktadır (YPK, 2009). Söz konusu belgede; “Bilinen linyit kaynakları ve taşkömürü kaynakları 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretimi amacıyla değerlendirilmiş olacaktır. Bu amaçla elektrik üretimine uygun yerli linyit ve taşkömürü sahalarının, elektrik üretimi amaçlı projelerle değerlendirilmesi uygulaması sürdürülecektir.” ifadesine yer verilmektedir. Enerji ithalatının azaltılması ve başta kömür olmak üzere yerli kaynakların payının arttırılması politikası Kalkınma Planlarında, Orta Vadeli ya da Yıllık Programlarda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Stratejik Planlarında yer almaktadır.

 

Son 10 yıldır yerli kömüre dayalı olarak işletmeye alınabilen santral kapasitesi toplam kurulu gücümüzün sadece %1,5’i düzeyindedir. Bunun sonucu olarak, yerli kömürlerimizin toplam elektrik üretimindeki payı %16’lara kadar gerilemiştir. Bununla beraber, ülkemizde elektrik üretimi amaçlı kullanılabilecek önemli kömür rezervleri bulunmaktadır. Söz konusu rezervlerden en yüksek ekonomik yararın elde edilmesini sağlamak amacıyla, kömür üretim faaliyetleri devam etmekte olan sahalarda mevcut proje ve planlamaların güncellenerek geliştirilmesi, henüz herhangi bir işletme projesi bulunmayan sahalarda işletme proje ve planlamalarının ortaya konulması, havza niteliği taşıyan bölgelerde ise havza madenciliğinin gerektirdiği orta ve uzun dönem planlamaları içeren ana master planlarının hazırlanması uygun olacaktır. Bu kapsamda, ülkemizde 20.000 MW’ın üzerinde kurulu güç yaratabilecek bir linyit/asfaltit potansiyeli bulunmaktadır. Tablo 9’da elektrik üretimi amaçlı olarak hızla değerlendirilmesi gereken rezervler listelenmektedir (MTA Genel Müdürlüğü 2017b).

 

2017 Ekim sonu itibarıyla kömür kurulu gücü toplamı 17.346,5 MW’tır. EPDK’ya yapılan başvurulara göre Ekim ayı itibarıyla üretim lisanslı ve dolayısıyla yatırım süreci başlamış olarak değerlendirilen santral kurulu gücü 2.695,4 MW iken ön lisanslı ve ön lisans başvurusu yapılmış proje toplam kurulu gücü 1.545,3 MW’tır. Yine EPDK verilerine göre İthal kömür yakıtlı santral başvurularına ilişkin proje aşamasında ve inşa halindeki üretim lisanslı santrallerin kurulu gücü 6.069,5 MW iken ön lisanslı ve ön lisans başvurusu yapmış olan proje halindeki santrallerin kurulu gücü 8.500 MW’tır (EPDK 2017).

 

İthal kömür yakıtlı elektrik üretim tesislerine ilişkin olarak; 4.200 MW gücünde yürürlükte olan 4 adet ve 8.268 MW gücünde değerlendirmede olan 9 adet ön lisans bulunmaktadır. EPDK verilerine göre, inşaat halindeki ithal kömüre dayalı santral toplam gücü 6.210 MW düzeyindedir (EPDK, 2017).

Tablo 9: Elektrik Üretimi Amaçlı Kullanılabilecek Başlıca Kömür Sahaları

 

SAHA

TOPLAM REZERV(BİN TON)

KURUM

 

 

 

Afşin-Elbistan Havzası

4.817.700

EÜAŞ

 

 

 

Çayırhan Havzası

415.770

EÜAŞ

 

 

 

Kütahya Seyitömer

160.000

Özel sektör

 

 

 

Konya Karapınar

1.832.816

EÜAŞ

 

 

 

Afyon Dinar

941.440

EÜAŞ

 

 

 

Eskişehir Alpu

1.453.000

EÜAŞ

 

 

 

Tekirdağ Malkara

617.977

EÜAŞ

 

 

 

Adana Tufanbeyli

323.329

TKİ

 

 

 

Bingöl Karlıova

103.662

TKİ

 

 

 

Bolu Göynük

37.875

TKİ

 

 

 

Manisa Soma

688.000

TKİ

 

 

 

Kütahya Tunçbilek

253.000

TKİ

 

 

 

Tekirdağ Saray

283.000

TKİ

 

 

 

Şırnak Asfaltit

71.000

TKİ

 

 

 

Konya Ilgın

143.000

Özel

 

 

 

Çankırı Orta

94.390

Özel

 

 

 

Adıyaman Gölbaşı

32.000

Özel

 

 

 

Kaynak: MTA Genel Müdürlüğü, 2017b

 

Ülkemizde 100 MW üzeri ithal kömür yakıtlı 9 adet santral yer almaktadır. 2.790 MW kapasiteli Zonguldak Eren Santrali ile 1.320 MW kapasiteli Sugözü santralleri büyüklük bakımından öne çıkan santraller olarak değerlendirilmektedir (Tablo-10)

 

Tablo 10: İşletmedeki Büyük Kapasiteli İthal Kömür Santralleri

 

 

No

 

Santral Adı

 

Kuruluş

 

Ünite

 

Devreye Giriş

 

 

 

Kurulu Güç

 

 

 

 

 

Sayısı

 

Yılları

 

 

 

(MW)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1

 

Zonguldak Eren TES

 

Özel

 

2x700

 

2016

 

 

 

1.400

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2

 

Zonguldak Eren TES

 

Özel

 

2x615+160

 

2010

 

 

 

1.390

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3

 

SUGÖZÜ İSKEN TES

 

Yap İşlet Santrali

 

2x660

 

2003

 

 

 

1.320

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

4

 

ATLAS TES

 

Özel

 

2x600

 

2014

 

 

 

1.200

 

 

5

 

BEKİRLİ TES

 

Özel

 

2x600

 

2011

 

 

 

1.200

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2014

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6

 

CENAL Elekt. Ür.A.Ş*

 

Özel

 

1

 

2017

 

 

 

660

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

7

 

İÇDAŞ ÇELİK ENERJİ

 

Özel

 

3x135

 

2009

 

 

 

405

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

8

 

İZDEMİR TES

 

Özel

 

1

 

2014

 

 

 

350

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

9

 

ÇOLAKOĞLU OP-2

 

Özel

 

1

 

2000

 

 

 

190

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

10

 

Diğer Küçük Santraller

 

Özel

 

 

 

 

 

 

 

18,9

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TOPLAM

 

 

 

 

 

 

 

 

8.133,9

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Türkiye Elektrik İletim A.Ş. , 2017 b

  • 2017 Ekim sonu itibarıyla devreye girmiştir. 660 MW’lık ilave gücün ise 2018 yılında devreye girmesi öngörülmektedir.

Kaynak:Madencilik Politikaları ÖzeI İhtisas Komisyonu Raporu